Hyundai Motor, havacılık ve uzay sektöründeki önemli Kore araştırma enstitüleri ile işbirliği içinde bir Ay keşif aracı geliştirme modeli inşa etmeyi planladığını açıkladı.
Ay’ın yüzeyini keşfetmek üzere özel olarak tasarlanacak otonom sürüş ünitesi, çeşitli yükleri taşıyabilecek evrensel olarak uygulanabilir bir mobilite platformu sunmak amacıyla çeşitli ileri teknolojilerle donatılacak. Hyundai Motor Grubu, 2022 yılında havacılık ve uzay sektöründeki altı Kore araştırma enstitüsüyle, Ay yüzeyinin keşfine yönelik güneş enerjisiyle çalışan bir çözüm geliştirmek üzere bir anlaşma imzalamıştı.
Üretilecek gezici aracın, Hyundai Motor Company ve Kia Corporation’ın otonom yetenekler sağlayan kameralar ve LiDAR, şarj için güneş panelleri ve batarya sistemleri için elektrikli motorlar dahil olmak üzere gelişmiş robotik ve otonom sürüş teknolojilerini kullanacak. Buna ek olarak, Hyundai Rotem’in robot üretim teknolojisi, Ay’ın keşfi ve ötesi için çok amaçlı bir mobilite platformu geliştirmek üzere kullanılacak.
Hyundai Motor ve Kia’nın Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Planlama ve Koordinasyon Merkezi Başkanı Yong Wha Kim, “Hyundai Motor Grubu, hedefinin insan erişimini ve insan hareketlilik deneyimlerinin kapsamını genişletmeye katkıda bulunmak olduğunu sürekli olarak belirtmiştir. Ay keşfi mobilite geliştirme modelinin oluşturulması sadece bu hedefi yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda önemli zorluklar karşısında somut sonuçlar elde etme konusundaki kararlılığımızı da gösteriyor. Gezginin geliştirilmesiyle birlikte kara, deniz ve hava hareketliliğinin ötesine geçerek uzay hareketliliğine doğru genişliyoruz.”
Gezici araç Ay’a gönderilmeden önce Grup, Ay görevine hazırlık olarak Ay yüzeyini yakından taklit eden bir ortamda geliştirme modelinin görev tabanlı performans testlerini gerçekleştirecek ve test sonuçlarına göre iyileştirmeler yapacak.
Geliştirme, test ve iyileştirme çalışmalarının ardından, gezginin çeşitli bilimsel görevleri yerine getirmek üzere Ay’ın güney kutup bölgesine yakın bir yere indirilmesi planlanıyor. Grup, ilk test ünitesini 2024 yılının ikinci yarısında tamamlamayı ve 2027 yılında fırlatma kabiliyetine sahip bir model oluşturmayı hedefliyor.